HAYAL KIRIKLIĞI IAN CRAİB

0
(0)
29 975
Ücretsiz
-

Yaşanan hayal kırıklıklarının artmasında büyük rolü olan toplumsal gelişmelerin görüldüğü geç modern dünyada bireyler hayal kırıklığıyla nasıl başa çıkıyorlar? Oysa söz konusu olan insan ilişkileri, evlilik, arkadaşlık, cinsel kimlik, hastalık, ölüm ya da başka tür bir kayıp olduğunda hayal kırıklığından kaçınmak hem bireysel ruh sağlığı hem de toplumun sağlığı açısından son derece tehlikeli görünüyor. Craib, dikkatleri psikanalizdeki “negatif” fikirlere çekerek geç modern çağda psikanalitik psikoterapinin bir “iyi yaşam” kılavuzu, sonuç vereceği kesin bir tedavi, acı ve kaygıdan kurtulma ya da bir kişisel değişim elde etme yöntemi olarak sunulmasının nedenlerini ve sonuçlarını irdeliyor ve psikoterapinin hayal kırıklığı genel başlığı altındaki deneyim ve duyguların kaçınılmazlığını yadsıyarak olumsuz anlamda bir toplumsal denetim biçimine dönüşmekte olduğunu iddia ediyor. Oysa ki iç çatışma ve hayal kırıklığı kaçınılmazdır. Büyümek, ahlaki olgunluğa erişmek, iyiliğin ve kötülüğün, sevginin ve nefretin eşit derecede parçamız olduğunu kabullenmek demektir. Psikanalizin değerlerinden birisi de bize bunu kabullenmeyi, hayal kırıklığına uğramayı, acı çekmeyi öğretebilecek olmasında yatar. Yazar, Hayal Kırıklığı’nda bunu şöyle özetler: “Eğer elimi ateşe uzatmışsam ve yanmışsam, bunu hemen tekrarlamam; psikoterapi ise, bir anlamda, elini ateşe uzat ve orada tut, der. Psikolojik gelişim, acıyı, acının dayanılabilir olduğunu ve hatta bir şekilde kullanılabileceğini anlamaya başlayana kadar ateşin içinde ‘durmaya’ bağlıdır. Bu belki de başka çağlarda adına sadece ‘yaşam’ denmiş olan bir süreçtir ve kesinlikle, yapmakla değil, olmakla ilgilidir.”

İnceleme bulunamadı!

Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!