SON ŞANSIM KÜBRA NUR

0
(0)
78 2415
Ücretsiz
pdf

Olmaması gereken yerlerde olan üstüne olmayan işlere müdahale eden, kendini beğenmiş prensesin masalı bu; TANITIM Bana bakan siyah gözlerinin şüpheyle kısıldığını hissediyorum. Yakışıklı siması zihninden geçenleri ortaya dökecek şekilde ciddileşiyor. Elini koyu renk sakalların örttüğü keskin çenesine götürüp sıvazlıyor. Bana bakıp ilk bakışta karar veren herkes gibi bu işin altından kalkamayacağımı düşünüyor. Çünkü güzel giyinen ve parlak sarı saçlara sahip olan bir kız ne kadar zeki olabilir ki, değil mi? Aptal bir sarışın bu işin altından nasıl kalkabilir? İçimde aniden ona karşı büyük bir öfkenin kabardığını hissediyorum. Bilgisayarın başına oturup bütün gün çalışarak kendimi ispatlama ardından da o bilgisayarı Yiğit Kuzey Erarslan’ın güzel suratına geçirme arzusuyla adeta yanıp tutuşuyorum. Ama tam bunu yapmaya niyetlenirken aklıma bambaşka bir şey geliyor. Ben niye bu adamın işini kolaylaştırıyorum ki? Niye ona dünyayı gerçek manada zindan etmek varken tam tersini yapıyorum? Madem bir ‘aptal sarışınla’ uğraştığına çoktan karar vermiş ona niye beklediği azabı tattırmıyorum? Yüzüme yayılan sinsi gülümsemeyi anında cilveli bir renge boyuyorum ve Şeker Kız Candy sesimi kullanarak “Affedersiniz Kuzey Bey,” diyorum. “Bu santral sistemi bana biraz karışık geldi. Numaralar falan… Bilirsiniz sayılarla pek iyi değilimdir. Bir kere daha açıklayabilir misiniz?” Önce şaşkınca, gözlerini hızlı hızlı kırpıştırarak suratıma bakıyor. Ardından sabırla iç çekip sözlerini tekrar etmeye başlıyor. Bu sırada gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmak zorunda kalıyorum. Ayrıca durduk yerde saçlarımı savurup düzelterek ve arada tırnaklarımı kontrol ederek onu ekstra kızdırmayı da ihmal etmiyorum. İlk söylediğinde zaten anlamış olduğum hah, çok ilginç ama öyle bir dizi talimatı sıraladıktan sonra üç yaşındaki bir çocukla konuşuyormuş gibi “Şimdi anladın mı?” diye sorduğunda tereddütle dudaklarımı büzüyorum. “Sanırım anladım,” diyorum. Sarı saçlarımın bir tutamını işaret parmağıma dolayıp başımı eğiyor ve ona en sevimli, en saf aptal sarışın bakışımı atıyorum. “Yine de karıştırırsam sizi yardıma çağırırım.” Büyük, aptalca ve fazla hevesli bir sırıtışla yüzüne bakarken Kuzey’in diz çöküp ağlamak istediğine yemin edebilirim. Neredeyse gözleri doluyor ve neden diye bağırarak kendini yere atmasına ramak kalıyor sanki. Ama elbette bunu yapamıyor. Sadece derince bir iç çekip “Tabi ki,” diyor boğuk bir sesle. “Ne zaman yardıma ihtiyacın olursa.”

İnceleme bulunamadı!

Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!